Süvariden Altay Tankı’na, oktan Tayfun’a, Şahi topundan Fırtına’ya, NUD 36’dAn milli muharip uçak KAAN’a… Türk savunmasının serüveni
AYDIN HASAN/ANKARA- Türk savunma sanayiinin temeli Osmanlı İmparatorluğu’nun yükselme devrine kadar uzanmaktadır. Bu dönemde top ve savaş gemileri gibi çağın en önemli harp araç ve gereçleri tamamen yerli imkânlarla üretilmiş, “Tophane-i Hümayun” İmparatorluk silah sanayiinin temelini oluşturmuş ve bir defada 1060 top döküm ve ayda 360 kg barut üretim kapasitesine ulaşılmıştır. Ayrıca, savaş gemisi üretim kapasitesi ve teknoloji düzeyi de Avrupa ülkelerinin çok ilerisinde olmuştur. İstanbul’un fethinde önemli rol oynayan Şahi topları, aynı zamanda bu dönemde askeri sanayiinin Avrupa’ya nazaran gelişmişliği hakkında da fikir verir. İnebahtı Savaşı’nda tamamen yok olan donanmanın, beş aylık bir dönemde 200 gemi olarak yeniden inşa edilmesi, Osmanlı tersanelerinin üretim kapasitesinin boyutunu ortaya koymaktadır.
İmalat-ı Harbiye kahramanları
Türkiye Cumhuriyeti; 19 Mayıs 1919’da başlayan destan gibi bir kurtuluş mücadelesinin ardından 29 Ekim 1923’te kuruldu. Gurur duyduğumuz savunma sanayiinin manevi temelleri, Ankara’da bozkırın ortasında bugün Makina ve Kimya Endüstrisi Kurumu’nun bulunduğu arazide, milli mücadele günlerinde Süvari Kışlası binalarında atıldı. Meclis, 23 Nisan 1920’de Ankara’da toplanıp milli mücadele kurumsal bir nitelik kazandığında kurtuluşun karargahına doğru yola düşenler arasında kahraman subaylar, telgrafçılar, gazeteciler gibi çoğu meslekten insanların yanı sıra İmalat-ı Harbiye atölyesinin kahraman usta ve işçileri de vardı.
Uçak fabrikası kuruldu
Modern anlamda savunma sanayiinin temelleri de, daha Kurtuluş Savaşı sürerken 1921 yılında Askeri Fabrikalar Genel Müdürlüğü’nün kuruluşu ile atıldı. Ankara’da hafif silah ve top tamir atölyeleriyle fişek fabrikaları ile Yavuz zırhlısının bakımı amacıyla ise Gölcük Tersanesi 1924 yılında kuruldu. Türkiye’nin ilk ve en büyük özel sektör savunma sanayi fabrikasının temelleri ise 1925 yılında Şakir Zümre tarafından İstanbul Haliç’te atıldı. Türk havacılık sanayii faaliyetleri 1926 yılında Tayyare ve Motor Türk A.Ş.(TamTAŞ)’nin kuruluşu ile başladı. 1930’lu yıllarda İstanbul’da Nuri Killigil tesisleri (Tabanca, Havan ve Mühimmat Üretim Tesisleri) dönemin önemli girişimlerinden biri oldu. 1940 yılında Nuri Demirağ uçak fabrikası tarafından NUD-36 eğitim uçağı 24 adet imal edidi, 1944 yılında ise NUD-38 altı (6) kişilik yolcu uçağı üretildi. Türk Hava Kurumu tarafından 1941 yılında Ankara’da uçak fabrikası kuruldu. 1945 yılında ilk uçak motoru fabrikası kuruldu. Bu ilk ve önemli atılımlar, İkinci Dünya Savaşı sonrası dönemde gelişitirilemedi.
Hibeler gelişmeyi durdurdu
İkinci Dünya Savaşı ve sonrasında İngiltere ve Amerika Birleşik Devletleri (ABD) tarafından sağlanan hibe ve yardımlar ile Türkiye’nin Kuzey Atlantik Antlaşması Örgütü’ne (NATO) girişiyle artış gösteren askeri yardımlar, henüz kuruluş aşamasında bulunan savunma sanayiinin gelişmesini durdurdu.
İHA’da yüzde 65 pay
Türk savunma sanayii İHA pazarında, dünya piyasasının yüzde 65’i oranında bir paya sahip. Savunma sanayii alanında bin 600 Türk firması ihracat yapıyor. 2024’te en fazla savunma sanayii ürünü ihracatı yapılan ülke ABD oldu.
185 ülkeye satıldı
Türk savunma sanayii, son 10 yıl içinde dünyanın dört bir yanında farklı coğrafyalarda 185 ülkeye 230 çeşit ürün ihraç etti.
Dünyada 11. sırada
Türkiye, ABD’nin 1. sırada yer aldığı silah ihracatçısı ülkeler içinde 11. sırada bulunuyor.
Uçak motoru çalıştırıldı
Savunma Sanayii Başkanlığı’nın 2024 Faaliyet Raporu’nda, 2024 yılında başlatılan ve kritik aşama katedilen projelerin başlıkları bile 8 sayfa tuttu. Savunma Sanayii Başkanı Profesör Haluk Görgün, raporun sunuşunda “Türkiye’nin ilk millî Turbofan Uçak Motoru TF6000 başarıyla çalıştırılmıştır” dedi.
SİHA gücü
Türkiye, ABD ve Çin’den sonra İHA – SİHA üretimi ve teknolojisinde 3. sırada yer alıyor. Türk ordusu, ABD’den sonra SİHA’ları etkin kullanan dünyanın ikinci gücü konumunda bulunuyor.
100 bin kişilik savunma ordusu
Sürekli gelişim içinde olan Türk savunma sanayiinde çalışan sayısı 100 bini geçti. Türk savunma sanayii çalışan sayısı ile Avusturya, Bulgaristan, Portekiz gibi AB üyesi bazı ülkelerin asker sayısını geride bıraktı.
Müttefiklerden ‘oyalama harbi’
1975’ten sonraki yıllarda da Türkiye’ye özellikle müttefik batılı ülkeler tarafından uygulanan ambargolar, açık veya örtülü olarak sürdü. Bazen de ambargo, açıkça veya dolaylı ilan edilmeyerek oyalama taktiği ile sürdürüldü. Askerler, buna ‘oyalama harbi’ diyor. ABD, 2019’da Türkiye’yi F-35 programından çıkardı. Bunun yanı sıra Cumhurbaşkanlığı Savunma Sanayii Başkanlığı da, CAATSA yaptırımları kapsamına alındı. Yani Türkiye’nin savunma sektörü ABD tarafından açıkça hedef alındı. Ancak, bu açık ve örtülü ambargolar Türk savunma sanayiinin yükselişini durduramadı.
Türkiye, 1990’lı yıllarda terörle mücadelede kullanmak istediği GNAT ile Heron adı verilen insansız hava araçlarında ABD ile İsrail’in çıkardığı sorunların ardından İHA ve SİHA alanında dünya çapında bir başarıya imza atacaktı. Türkiye, zor günlerinde yaşadığı sıkıntı ve aldığı derslerin ardından savunma ve saldırı füzelerinde şiddetli fırtına anlamına gelen Tayfun’un üretimine uzanan bir başarı öyküsü yakaladı.
Atılım dönemi
2010’dan itibaren savunma sanayiinde dışa bağımlılığı azaltan milli üretime dayalı bir atılım dönemine geçildi. Bu dönemde; MİLGEM Korveti, Altay Tankı, Atak Taarruz Helikopteri, Anka ve Bayraktar İnsansız Hava Araçları, Hürkuş Eğitim Uçağı, Göktürk-1 Gözetleme uydusu, Yeni Tip Karakol Botları, Süratli Müdahale Botları, Milli Piyade Tüfeği, Mayına Karşı Korumalı Araçlar, Hava Savunma ve Füze Sistemleri projeleri geliştirildi.
ABD ambargosundan ders alındı
1974 yılında adada yaşayan Türk halkının can güvenliğini sağlamak için Kıbrıs Barış Harekatı’nı düzenleyen Türkiye’ye, 1975 yılında müttefiki olan ABD tarafından ambargo uygulandı. Ambargo, 3 yıl sürecekti. Bu, Türkiye’nın aldığı acı bir dersti. Bugün savunma sanayiinin dünya çapındaki devlerinden biri olan ASELSAN, bu ambargodan alınan ders ile 1975 yılında kuruldu. Kıbrıs Barış Harekatı’nın ardından ABD ambargosuna karşı kuvvet komutanlıkları bünyesinde kurulan güçlendirme vakıfları tarafından ASELSAN, HAVELSAN, ASPİLSAN gibi vakıf şirketleri kuruldu. Havacılık alanında önemli adım ise 1984 yılında TUSAŞ Havacılık ve Uzay Sanayi Anomim Şirketinin (TAI) kuruluşu ile atıldı. 1985 – 2006 döneminde aralarında TUSAŞ Motor Sanayii (TEI), STFA, FNNS, Roketsan, Havelsan, Nurol, Alp Havacılık, Meteksan’nın da aralarında olduğu çok sayıda vakıf ve özel savunma sanayii şirketi faaliyete geçti.
Share this content: