İnsanlar çocuk sahibi olmayı bıraksaydı, insanlık ne kadar süre sonra yok olurdu?
Başlangıçta nüfus azalışı yavaş olurdu, ancak zamanla çalışma çağındaki genç insanların sayısı kritik seviyenin altına düşerdi. Bu durum, toplumların işleyişini bozarak gıda üretimi, sağlık hizmetleri ve diğer temel ihtiyaçların karşılanmasında büyük aksaklıklara yol açardı. Beslenecek daha az insan olmasına rağmen, üretim ve dağıtım sistemlerinin çökmesi nedeniyle gıda kıtlığı yaşanırdı.
Medeniyet, temel kaynakların (temiz su, ilaçlar, gıda gibi) tükenmesiyle çökerdi. 100 yıl yerine, belki de 70-80 yıl içinde insan nüfusu büyük ölçüde azalırdı. Bir antropoloji profesörüne göre bu senaryo hiç de anormal değil.
Doğumların aniden durması, küresel bir felaket olmadan pek mümkün değil. Örneğin, Kurt Vonnegut’un Galapagos adlı romanında işlendiği gibi, bulaşıcı bir hastalık üreme çağındaki insanları kısır bırakabilir. Bir diğer senaryo ise nükleer savaş gibi insanlığın tamamen yok olmasına yol açabilecek bir felaket olabilir.
Bilim kurgu eserlerinde bu tür konular sıklıkla işleniyor. Bazıları uzay kolonilerini ele alırken, bazıları da Dünya’da kalan insanların üreme yeteneklerini kaybettiği distopik gelecekleri konu alıyor.
DÜNYA NÜFUSUNUN MEVCUT DURUMU
1960’larda ve 1970’lerde, aşırı nüfus artışının felaketlere yol açacağı endişesi yaygındı. Ancak günümüzde nüfus artış hızı yavaşlamış olsa da, dünya nüfusu artmaya devam ediyor. Uzmanlar, 1974’te 4 milyar olan dünya nüfusunun 8 milyara ulaştığını ve 2080’lerde 10 milyara çıkacağını tahmin ediyor.
Amerika gibi ülkelerde ise nüfus artışı yavaşlıyor. 2004’te 4,1 milyon olan doğum sayısı, 2024’te 3,6 milyona düşmüş durumda. Aynı dönemde ölüm sayısı da 2,4 milyondan 3,3 milyona yükseldi. Bu değişimler, genç ve yaşlı nüfus arasındaki dengenin önemini ortaya koyuyor. Gençler, toplumun dinamik gücü; yeni fikirler üretip ekonomiyi canlı tutuyor. Yaşlı nüfus ise genellikle gençlerin yardımına ihtiyaç duyuyor.
Birçok ülkede kadınlar, geçmişe göre daha az çocuk sahibi oluyor. Hindistan ve Güney Kore gibi ülkelerde bu düşüş belirgin şekilde görülüyor. Bunun başlıca sebepleri arasında çocuk sahibi olmama tercihi ve ekonomik zorluklar yer alıyor.
İnsanoğlunun (Homo sapiens) en az 200 bin yıldır var olduğu düşünülüyor. Yine de türümüz de tıpkı Neandertaller gibi yok olma riski ile karşı karşıya kalabilir. Neandertaller’in yaklaşık 40 bin yıl önce yok olduğu biliniyor. Bazı bilim insanları ise modern insanların üreme ve hayatta kalma konusunda daha başarılı olduğunu düşünüyor. Eğer insanlık yok olursa, Dünya’daki diğer canlılar için yeni fırsatlar doğabilir. Ancak bu, insanlığın sanat, bilim ve kültür alanındaki tüm birikiminin kaybolması anlamına geliyor.
İnsanlığın uzun vadeli varlığını sürdürmesi için iklim değişikliğiyle mücadele, savaşlardan kaçınma ve biyoçeşitliliği koruma gibi adımların atılması oldukça önemli. Tabi daha da önemlisi gezegenimizin sağlığının, tüm canlıların geleceği için kritik öneme sahip olması.
Share this content: