Testosteron tedavisi: İğne mi, risk mi?

İğne tedavileri ne zaman önerilir?
Testosteron eksikliği, yalnızca libido değil, genel yaşam kalitesini de etkiler. Halsizlik, kas gücü kaybı, unutkanlık, depresif ruh hali gibi belirtilerle kendini gösterebilir. Ancak bu belirtilerin hormon düşüklüğüne bağlı olduğu, sadece sabah saatlerinde yapılan en az iki ayrı kan testiyle doğrulanmalıdır.
Toplam testosteron düzeyi 300 ng/dL’nin altındaysa, doktorlar hormon takviyesini gündeme alabilir. (Kaynak: Mayo Clinic – Testosterone therapy: Potential benefits and risks) Ancak tedaviye başlamadan önce şu risk faktörleri mutlaka değerlendirilmelidir:
– PSA (prostat) testi
– Hematokrit düzeyi
– Kalp hastalığı öyküsü
– Uyku apnesi
– Prostat büyümesi
Doğal yollar yetmezse hangi seçenekler var?
En sık uygulanan yöntem kas içine enjekte edilen testosteron enantat veya sipionat iğneleridir. Haftada bir ya da iki haftada bir uygulanırlar. Jel formülasyonlar ise cilde sürülerek emilir ve günlük olarak kullanılır.
Daha az yaygın olan yöntemler arasında:
– Cilt altı “pellet” implantlar
– Burun içi jel formlar. Her yöntemin kendine özgü avantajları ve dezavantajları vardır. Jel kullananlarda ev halkına bulaş riski olabilirken, iğne kullananlarda hormon düzeyinde ani iniş-çıkışlar görülebilir. (Kaynak: Cleveland Clinic – Testosterone replacement therapy)
Karar vermeden önce bilinmesi gerekenler
– Testosteron tedavisi genellikle ömür boyudur. İlaç bırakılırsa hormon seviyesi yeniden düşer.
– Testislerin kendi üretimi baskılanabilir, bu da özellikle genç bireylerde sperm üretimini durdurur.
– Tedavi süresince akne, saç dökülmesi, sinirlilik, göğüslerde büyüme gibi yan etkiler gözlenebilir.
– Bazı kişilerde SHBG (seks hormon bağlayıcı globulin) proteini artar, bu da aktif testosteronun azalmasına neden olur.
– Vücut zamanla hormona direnç geliştirebilir veya etkisi azalabilir.
Sonuç olarak:
Hormon replasmanı, basit bir “gençleşme” yöntemi değil, klinik kararla verilen ciddi bir tedavidir. Her hasta için risk-fayda oranı ayrı ayrı değerlendirilmelidir. (Kaynak: Harvard Health – Testosterone replacement pros and cons)
Hormon replasmanının riskleri ve takibi
Testosteron tedavisi basit bir destek değil, vücutta çoklu sistemleri etkileyen bir müdahaledir. Özellikle kalp-damar sistemi, prostat sağlığı ve kanın pıhtılaşma düzeni üzerindeki etkileri nedeniyle yakın izlemek gerekir. Tedavi öncesi ve sonrası mutlaka şu testler yapılmalı:
– Total ve serbest testosteron
– PSA (prostat spesifik antijen)
– Hematokrit ve hemoglobin
– LH ve FSH hormonları
– Karaciğer fonksiyon testleri
Tedavi başladıktan sonra…
– İlk 3 ayda
– Ardından her 6 ayda bir tekrar test yapılması gerekir.
Hematokrit seviyesi % 54’ü aşarsa veya PSA değeri ani artış gösterirse tedavi sonlandırılabilir.
(Kaynak: Endocrine Society – Clinical practice guideline on testosterone therapy)
Testosteron tedavisinde sık yapılan hatalar
– Vücut geliştirme amacıyla reçetesiz kullanım
– PSA kontrolü yapılmadan başlanması
– Şikâyet olmadan sadece “yaşlanmayı yavaşlatmak” için uygulanması
– Dozların kişiye özel ayarlanmaması
– Tedaviyi “kas yapmak için doping” sanmak
(Kaynak: European Urology Journal, 2021)
Testosteron tedavisiyle sperm azalır mı?
Hormon tedavisi, beyindeki LH ve FSH sinyalini baskılayarak testislerin sperm üretimini azaltabilir.
Uzun süreli kullanımda kısırlık riski % 70’in üzerindedir.
Genç bireylerde tedavi düşünülüyorsa bu risk mutlaka anlatılmalı ve gerekirse sperm dondurma seçeneği değerlendirilmelidir. (Kaynak: Fertility and Sterility, 2022)
Tedavi sırasında beslenme desteği gerekir mi?
Testosteron metabolizması çinko, D vitamini, Omega-3 ve magnezyum gibi mikrobesinlere duyarlıdır.
Tedavi sürecinde bu takviyelerin dengeli şekilde alınması, kas gücü ve ruh hali üzerindeki etkiyi artırabilir. Ancak yüksek doz takviyeler yerine kan testine dayalı öneriler tercih edilmelidir. (Kaynak: Journal of Endocrinology and Metabolism, 2020)
Yarın: Tansiyon
– Tansiyonunuz normal çıksa da felç riski taşıyor olabilirsiniz.
– İlaçsız tedavi isteyenlerin en çok yaptığı 3 büyük hata.
– Hibiskus mu işe yarıyor, potasyum mu? Bilim ne diyor?
– En sık kullanılan 5 tansiyon ilacı, en sık yapılan 5 yanılgı.
– Sabah baş ağrısının arkasında gizli tansiyon olabilir.
– Tansiyon krizini anlamanın tek yolu rakamlar değil.
Share this content: