SON DAKİKA HABERLER: KÖRFEZ ÜLKELERİNİN EN BÜYÜK KABUSU GERÇEK OLDU! LÜKS DAİRELERDE FÜZE PANİĞİ
Katar’ın sakin başkenti Doha genellikle kamu güvenliği ve bakımlı alışveriş merkezleriyle biliniyor. Ancak İran’ın Pazartesi günü şehir yakınlarındaki bir Amerikan askeri üssüne bir düzineden fazla füze fırlatmasının ardından yaşanan panik sahneleri, bölge halkının daha önce hiç tanık olmadığı türdendi.
Gökyüzünden dumanlar ve kararmış şarapnel parçaları düştü. Füzelerle çarpışarak havada patlayan önleyiciler, lüks dairelerle dolu yapay Pearl Adası’ndan bile görüldü. Villaggio Alışveriş Merkezi’nde alışveriş yapanlar yüksek patlama sesleri duydu, çığlık atarak kapalı kanalda gondol turu yapılan alanlarda kaçışmaya başladı.
Doha’da İran füzeleri ve ABD Patriot önleyicilerini görüntüleyen Katarlılar. Fotoğraf: AFP
‘HAYATTA KALAMAYACAĞIMI DÜŞÜNDÜM’
Hong Kong’tan gelen 22 yaşındaki turist Lynus Yim, The New York Times’a verdiği demeçte o an bir terör saldırısı olduğunu düşündüğünü ve dışarı çıkıp füzeleri görünce gerçek durumu anladığını söyledi: “Dün hayatta kalamayacağımı düşündüm, çünkü hayatımda böyle bir şey yaşamamıştım” dedi.
Operasyon İran tarafından önceden duyurulmuştu ve can kaybı yaşanmadı. Ancak habere göre İran’ın pazar günü ABD’nin nükleer tesislerini bombalamasına misilleme olarak başlattığı saldırı, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Bahreyn, Kuveyt ve Umman gibi Körfez ülkeleri için gerçekleşmesini istemedikleri bir kabus oldu.
‘İRAN İLE ABD ARASINDA KALDILAR’
Bloomberg Economics’te Orta Doğu jeoekonomisi başkanı Dina Esfandiary, NYT’ye şunları söyledi:
DOHA’DA PANİK GECESİ
İran’ın ABD üssüne gerçekleştirdiği saldırının ardından salı günü Körfez dışişleri bakanları Doha’da acil toplantıya çağrıldı. NYT’nin yorumuyla “Altı ülkenin tamamı güvenlik garantörü olarak ABD’ye bel bağlamış durumda ve topraklarında on binlerce Amerikan askeri ile birçok büyük Amerikan üssü barındırıyor.”
SADDAM’DAN BU YANA İLK
1990’da Saddam Hüseyin’in Kuveyt’i işgal etmesinden bu yana bölgede savaş yaşanmadı. Hükümetler ise şehirlerini uluslararası turistler ve yatırımcılar için güvenli destinasyonlar olarak tanıtma çabası içinde.
Ancak Körfez monarşileri uzun süredir İran’dan gelen güvenlik tehditlerinden endişe ediyor ve bu tehditleri dengelemeye çalışıyor.
Katar ve Umman, İran’la özellikle dostane ilişkilere sahip. Saldırının ardından İran Cumhurbaşkanı Mesud Pezeşkiyan, Katar Emiri ile görüşerek “üzüntüsünü” dile getirdi. Katar Başbakanı Şeyh Muhammed bin Abdurrahman El Sani salı günü yaptığı basın toplantısında bu teması doğruladı.
Suudi Arabistan ve Bahreyn ise İran’la daha düşmanca ilişkilere sahip. 2016’da diplomatik bağları koparmışlardı. BAE ise İran’ı güvenlik açısından tehdit olarak görse de aynı zamanda onun en büyük ticaret ortaklarından biri.
Bu gerilim zaman zaman Yemen gibi savaş alanlarına da yansıdı. 2010’lu yıllarda Suudi Arabistan ve BAE, İran destekli Husilere karşı yıkıcı bir hava saldırısı yürüttü.
‘İRAN İLE BAŞA ÇIKMAK ZOR’
Körfez ülkeleri İran’ın nükleer silah edinmesinden korkuyor. Ancak bu tehdidin askeri değil, diplomatik yollarla çözülmesini savunuyorlar. Ayrıca, mezhepsel bir boyut da mevcut. Sünni kraliyet aileleri, Şii çoğunluklu İran’ın devrimci ideolojisini kendi ülkelerindeki Şii vatandaşlara yayarak huzursuzluk çıkarmasından çekiniyor.
“İran’la yüzyıllardır komşuyuz” diyen BAE’li siyaset bilimci Abdülhalik Abdullah “Onunla başa çıkmanın ne kadar zor olduğunu çok iyi biliyoruz” diyor
Geçtiğimiz hafta Suudi, Bahreyn ve Emirlik yetkilileri, ABD Kongresi’nden iki partili bir heyetle görüştü. Temsilciler Meclisi üyesi Demokrat Jimmy Panetta’ya göre, yetkililer İran destekli milislerin kendi topraklarındaki Amerikan askerlerini hedef alabileceği endişesini dile getirdi.
‘REKABET SATRANÇ TAHTASINA DÖNÜŞEBİLİR’
Bu tür bir senaryo, Körfez halkı açısından hassas bir konu olan Amerikan askeri varlığını gözler önüne serebilir. Aynı zamanda bölgenin büyük güçler arası rekabetin oynandığı bir “satranç tahtasına” dönüşmesi anlamına da gelir.
Amerikan savunma sistemleri sayesinde Katar’a fırlatılan füzelerden yalnızca biri hedefini vurdu. Saatler sonra Katar, Başkan Trump’ın arabuluculuğunda İran ile İsrail arasında ateşkes sağlandığını duyurdu.
Şeyh Muhammed düzenlediği basın toplantısında “Bu meselenin bir an önce kontrol altına alınmasını ve bu defterin kapanmasını umuyoruz” dedi.
BAHREYN’DE SİREN SESLERİ
Ancak saldırı, Körfez ülkelerinin ABD ile olan güvenlik ilişkilerine ve zenginliklerine rağmen ne kadar kırılgan olduklarını ortaya koydu. Bahreyn’de sirenler çaldı, Dubai hava sahası dünyanın en işlek havacılık merkezlerinden biri geçici olarak kapatıldı.
İran’ın El Udeid’e saldırdığı gece Flight Radar’daki Orta Doğu uçuşları.
Kuveyt Üniversitesi’nden tarih doçenti Bader El-Saif, “On yıllardır bunun yaşanabileceğini söylüyor ve önlem almaya çalışıyoruz” dedi.
Katar’daki El Udeid Hava Üssü’ne yapılan saldırı, 2019’da İran destekli bir drone saldırısıyla Suudi Arabistan’daki enerji tesislerinin hedef alınmasını hatırlattı. O saldırı Suudi Arabistan’ın petrol üretiminin yarısını geçici olarak durdurmuştu ve bu olay aynı zamanda Trump döneminde Körfez ülkelerinin Amerikan korumasının sınırlı olduğunu fark ettikleri anlardan biri olarak görülüyor. Bu nedenle Suudi Arabistan 2023’te İran’la ilişkileri yeniden kurdu.
‘TEK KUTUPLU DÜNYADA SIKIŞIP KALDIK’
BAE ve Bahreyn de İran’la yakınlaşma sürecinde. Katar’daki saldırı bu süreci sekteye uğratacak gibi görünmüyor. Ancak aynı zamanda saldırı, Körfez ülkelerinin ABD’ye olan bağımlılığını da gözler önüne serdi, “bu da yönetici elitin çok da memnun olmadığı bir durum.”
Yalnızca birkaç yıl önce, Suudi ve Emirlik yetkilileri çok kutuplu bir dünyadan, bağımsız dış politikadan ve ABD’nin Orta Doğu’dan çekileceğinden söz ediyorlardı. BAE’li siyaset bilimci Abdullah, “Şimdi ise, Amerika’nın ‘bölgeye en güçlü haliyle geri döndüğü’ açık” derken ekliyor:
“Bence tek kutuplu dünyaya sıkışıp kaldık. Rekabet eden güçler yükseliyor olabilir, ama hala düğmeye basan yer Washington.”
Share this content: