Son dakika: Cumhurbaşkanı Erdoğan’dan Memur-Sen programında önemli açıklamalar
Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın konuşmaların öne çıkan satır başları şöyle; Sizlerin şahsında ülkesi ve milleti için çalışan, üreten, Türkiye’nin geleceği için emek sarf eden tüm Memur- Sen kardeşlerime, kamu görevlilerimizin tamamına selamlarımı, sevgilerimi gönderiyorum.
Memur- Sen, 30. yıl vefa buluşması münasebetiyle sizlerle bir arada olmanın bahtiyarlığını yaşıyorum. Memur- Sen Başkanımız Ali Yalçın’a ve kıymetli ekibine, genç Memur- Sen’li kardeşlerime bu anlamlı buluşma için yürekten teşekkür ediyorum.
Her sayfası başarılarla dolu, mücadele ile örülü, azim ve gayretle bezeli 30 yılı geride bırakan Memur Sen ailesinin tüm üyelerini ayrı ayrı tebrik ediyorum.
Kuruluşundan itibaren bu çatı altında görev alan alın terini fikirle bereketle, maişetle süsleyen tüm kardeşlerimi canı gönülden kutluyorum.
Başta konfederasyonda yer almış, vazife üstlenmiş fakat bugün aramızda olmayan tüm kardeşlerime bilhassa da geçen ay ebediyete irtihal eden sendikamızın Onursal Genel Başkanı Zübeyir Bey’e Rabbimden rahmet niyaz ediyorum.
“Bütün giysileri yırtsak yeridir yeter bize vefa elbiseleri” dizelerinin sahibi Memur Sen’in kurucu genel başkanı Mehmet Akif İnan’ı bugün bir kez daha hasretle yad ediyoruz.
Hayatını hak ve hakikat mücadelesine adayan kalemi duruşu ve cesaretiyle nesillere örnek olan Filistin’i, Mescid-i Aksa’yı, Kudüs’ü, mazlum ve mağdur coğrafyaların hüznünü son nefesine kadar kalbinde bir yara olarak taşıyan Akif İnan ağabeyimize Cenab-ı Allah’tan rahmet diliyorum.
Merhum Akif İnan’ın tasavvur ettiği hareketin kuvveden fiile çıktığını memnuniyetle görüyoruz.
Emanetin ehil ellerde olduğunu, ekilen tohumların filizlendiğini, dikilen fidanların meyvelerini verdiğini büyük bir kıvançla müşahede ediyoruz.
Soğuk savaştan kalma ideolojik kalıplara hapsolmayı reddeden, çatışmacı sendikacılık anlayışını elinin tersiyle itip ilkeli, sorumlu ve çözüm odaklı Bir tutum benimseyen, mikroplanda kamu görevlilerinin makro düzeyde milletimizin ve demokrasimizin savunuculuğunu üstlenen en keskin virajlarda dahi savrulmayan, en kritik süreçlerde Milli iradenin yanında saf tutan zor zamanlarda demokrasiye sahip çıkan Memur Sen başarıhanesi her gün yeni yıldızlarla süsleniyor.
Şunu da büyük bir gururla ifade etmek isterim. Kibirli vesayet odaklarının bin yıl sürecek dediği 28 Şubat darbesinden 27 Nisan bildirisine Katsaya adaletsizliği ve başörtüsü yasaklarından, milletimizin oyuyla iktidara gelen partimize yönelik kapatma davasına, Gezi kalkışmasından 17 – 25 Aralık Emniyet Yargı kumpaslarına, 15 Temmuz’daki hain darbe teşebbüsüne kadar istiklal ve istikbalimizi hedef alan tüm saldırılarda Memur Sen hiç tereddütsüz bir şekilde milletimizin ve demokrasinin yanında saf tutmuştur.
6 Şubat’ta yaşadığımız asrın felaketi başta olmak üzere orman yaygınlarından, sel felaketlerinde afet ve salgın günlerinde Memur Sen hep sahadaydı. Tüm kapasitesiyle milletimizin yanındaydı. Sadece sınırlarımız içinde değil, yurt dışında da milletimizi başarıyla temsil ettiniz.
Kudüs’ü unutmak, yurdumuzu unutmaktır. İnancımızı, kişiliğimizi unutmaktır. Köleliğe tahrip olmaktır diyen Akif İnan Ağabeyin mirasına sahip çıktınız. Mitinglerde, imza kampanyalarıyla, proje, rapor ve araştırmalarla, yardım faaliyetleriyle mazlum ve mağdurların haykıran sesi oldunuz.
25 ülkeden 33 konfederasyonun yer aldığı 30 milyonu aşkın emekçiyi temsil eden uluslararası emek konfederasyonunun kuruluşuna öncülük etmiştir.
Diğer taraftan aynı zamanda bir sendikacılık mektebi olan Genç Memur- Sen, geleceğimizin mimandarı gençlerimizin akademik, sosyal ve kültürel gelişimleri için pek çok çalışmayı hayata geçiriyor. Kadın komisyonumuz artan asimetrik tehditler karşısında aile kurumuna sahip çıkan faaliyetler gerçekleştiriyor.
Değerli kardeşlerim, Türkiye’nin büyümesi, gelişmesi, güçlenmesi, 86 milyon vatandaşımızın daha müreffeh bir ülkede yaşaması için göreve geldiğimiz ilk günden bu yana aşkla, şevkle aralıksız çalışıyoruz.
23 yıllık iktidarımızda Allah’ın yardımı, aziz milletimizin desteğiyle sayısız engelleri açtık, her alanda çok önemli mesafeler katettik.
Gerek anayasa, gerekse kanun ve mevzuat düzeyinde yaptığımız düzenlemelerle toplumun tüm kesimlerinin önünü açtık. Kamu hizmetlerinin etkin, hızlı, eşit ve verimli bir şekilde milletimize sunulabilmesi için gerekli tüm tedbirleri aldık. Devletimizin Kerim vasfını hiç olmadığı kadar güçlendirdik.
Bizim iktidarımızla birlikte milletimiz uzun yıllar sonra kendine hizmet eden üstenci değil halkına hizmetkar olmayı şeref bilen bir anlayışla tanıştı. Kamu yönetiminde köklü bir paradigma değişimi yaşandı.
Tek parti ve vesayet dönemlerinde devlet ile millet arasına çekilen dikenli telleri birer birer kaldırdık. Cumhuriyetle buluşturduk. Devleti milletle kucaklaştırdık.
Yine bu süreçte Memur Sen gibi sendikalarımızla diyalog içerisinde kamu görevlilerimizin çok önemli taleplerini hayata geçirdik.
Geriye dönüp baktığımızda her birinin önemi bugün daha iyi anlaşılan düzenlemelerle memurlarımızın mali ve sosyal haklarını güçlendirdik.
Demokratik haklar konusunda son derece önemli atılımlar gerçekleştirdik. 2002 ile 2010 yılları arasında kamu çalışanlarımıza ilave bir derece verdik. Disiplin cezalarının affedilmesinden, disiplin kurullarında sendika temsilcilerinin yer almasına kadar çalışanlarımızın lehine adımlar attık. Aile yardım ödeneğini artırdık. Çocuk yardımlarını güçlendirdik. Engelli yakını olan memurlarımıza tayin kolaylığı getirdik. Refakat izni tanıdık. Maaş promosyonlarının tamamının Kamu görevlerine ödenmesini sağladık. 2010 Anayasa referandumu ile kamu görevlilerine toplu sözleşme hakkı getirdik.
Sizin de çok iyi bildiğiniz gibi bir dönem ülkemizin en temel sorunlarından biri ayrımcılıktı. Kamu görevlilerimiz sırf inançlarını yaşamaya çalıştıkları için fişleniyor, baskıya maruz kalıyorlardı.
Sadece dinini hayatına tatbik ettiği için irticacı, gerici, tarikatçı, yobaz denilerek tahkir ediyorlardı.
Selamün Aleyküm diyenler, Elhamdülillah diyenler, Namaz kılanlar, Hacca gidenler, oruç tutanlar bilhassa belli dönemlerde hor görüldü. Çalıştıkları kurumlarda psikolojik baskıya muhatap oldu. 10 yıllar boyunca özellikle bürokraside ideolojik bir kast sistemi. Bunun konuşulmasını tartışılmasını asla istemediler. Kendi kılanları kendi hizipleri dışında kimseye hayat hakkı tanımadılar. Millete bidon kafalı dediler. Göbeğini kaşıyan adam dediler. Bizim burada edebimizin el vermeyeceği ifadelerle insanımıza hakaret ettiler.
Milletin iradesine ve demokrasimize vurulan zincirleri de siz Memur- Sen kardeşlerimle birlikte parçaladık. Farizasını yerine getirmek isteyen kamu çalışanlarımıza ücretsiz izin hakkı tanıdık. Cuma namazı vaktini ihtiva eden izin düzenlemesini uygulamaya aldık. Başörtüsüne yönelik faşizan, yasakçı uygulamalara son verdik.Zaman zaman şahit olduğumuz hadsizliklerin, küstahlıkların, insanımızın en temel haklarını kullanmasından duyulan tahammülsüzlüklerin önünü ancak bu şekilde tamamen kesebiliriz.
Share this content: